top of page
Ara

Şefkat -Her Acı Bireysel,Her Acı Ortak

ree

Şefkat Nedir ?


Eşsiz, biricik ve dünyada başka hiç kimsenin deneyimlemediği acılar yaşadığımızı düşünüyoruz. Pek yanılmıyoruz da. Ağabeyimizin kumar bağımlılığı ve küçük oğlunun bu yüzden yaşadığı travmalar kesinlikle eşsizdir. Kız kardeşimizin akrabalarının söylediklerini ciddiye alarak hayatını yaşayamaması kesinlikle özeldir. 3 yıldır sevdiğimiz, çok güvendiğimiz ve evlenmeyi düşündüyümüz o kişinin bizi aldatması kesinlikle biricikdir. Babamızın çocukken annemizi dövmesi ve buna tanık olan yetişkinlerin hiçbir şey yapmaması kesinlikle özeldir.


Yaşadığımız tüm acılar, hayatımıza özgü, başka hiç kimsenin tam olarak aynısını deneyimlemediği ve bu nedenle tam olarak anlaşılamayacak olan özelliklere sahiptir.


Madalyonun diğer yüzü ise yaşadığımız acının hiç de kişisel olmamasıdır. İki çelişkili şeyi aynı anda görebilen zihin esnek hale gelir. Acılarımız, evet, bize özgüdür ve acılarmız o kadar da kişisel değildir.


Tarih kitaplarında okuduğumuz kadarıyla, insanlığın tüm tarihi acılarla doludur. Evet, tarih kitaplarına düşenler genellikle çok sayıda insanı - kabileleri, klanları, ulusları - kapsayanlardır. Biyografilerse bize, döneme ve kendilerine özgü acıları farklı zamanlarda deneyimleyen insanları gösterir.


Acı her zaman vardı. Yeni bir şey değil. Buna rağmen, deneyimlediğimiz her acı karşısında şaşırırız: "Neden benim başıma geliyor?", "En azından bu şekilde olmasaydı...".

Şaşkınlığımız ve acıya karşı direncimiz bazen şu şekillerde kendini gösterir: 


“Ağabeyim tamam da, keşke annesi oğluyla ilgilense, çocuk yapayalnız”.

 “Kız kardeşim kendi adına bir adım atmalı, bir psikoloğa gitse aslında ne kadar rahatlar”. 


“3 sene birlikte olduğun kişiyi nasıl tanıyamaz ki insan, ilk senede anlayabilirdim!”

“Hadi babam annemi dövüyordu bari dedem sesini çıkarsaydı”.

Olmayacak. Düşündüğümüz şeylerden hiçbiri olmayacak. Olsa bile, istediğimiz şekilde ve istediğimiz zamanda olmayacak. Çaresizlik. 

Peki bu dirençleri iyice anladığımızda ve acıyı olduğu gibi görmeye başladığımızda ne olur?


Önce, şaşkınlık: Vay canına, başka türlü olamaz. Durum bu ve durum bu. Bunun üzerinde hiçbir kontrolüm yok. Çaresizim. Küçüğüm.


Sonra yas: Her biri sağlıklı olan arzularımın, kendim ve sevdiklerim için iyi niyetlerimin gerçekleşmeyeceği yası.


Sonra gözleri kocaman açma: Dünya nasıl bir yer?


Sonra ŞEFKAT: Hayatımdaki bu acı hakkında hiçbir şey yapamam. Dünyada bir şeyler yapabileceğim herhangi bir acı var mı?

Ve bu aşamalar, elbette, bu şekilde gerçekleşmiyor - formüle edilmiş ve ani geçişlerle olmuyor. Şefkatle çalıştığımızda, yas yaşarız ve gözlerimizi kocaman açtığımızda, tekrar tekrar şaşkınlık yaşarız. 

Ama biliriz: “Elimden geleni yapıyorum”.

Acınızın hafiflemesini diliyorum, acımızın hafiflemesini diliyorum.


Sevinç Aliyeva


Stanford Şefkat Eğitmeni 


Farkındalık Mentörü

 
 
 

Yorumlar


bottom of page